DURUM YAZISI
Sessizliğin sesi vardı.
Rüzgarın uğultusu sinesine çekilir buradadır yerim dedi. Korku dolu, soğuk, başıboş, çaresiz ve ürkekti; esen rüzgar ancak direnmekteydi bulunmak istediği yer konusunda. Bakışlarında bile vardı yalnızlığı, hatta tam karşısında hiç sebepsiz duran tepelerin bile duyardı sessizliğini, öyle yalnızdı.. duyardı, ağaçların bile sessizliğini…
Sevmezdi böyle gün batımlarını, ayrılıkları hatırlatırdı, sonsuz yeldaları sonra.. nedensizce kendinde buldu tüm hataları hep muhatabı bitirmişti tüm savaşları… Sanki her şey onda başlamış ve sırf varlığından mütevellit sona ermişti, böyle bahtsız.. bu günü de o batırmıştı da tüm dünya da bilirmiş de karşındaymış gibi, sorumlusuydu bunun da.
Kaçıp gitmek istedi. Yollar değiştirdi, yuvalar.. insanlar değişti, fikirler.. bedenine değdi yalnızlık, yüreğine..
Kaçıp gitmek istedi, çok istedi lakin her şeyin sorumlusu olduğundan habersizce.
Daima kaçtı, yalnızlığından. Yüzüne vurdu yalnızlık, ait olduğum kişi sensin diye. Kendinden gelmiş yalnızlığı bırakmak isterken kendinden kaçan olmuş o yaratık. Bir hiç kimse gibi, bilinmez gibi ne fark eder ki yokmuş gibi.. kaçamamış ama kaybetmiş de aynı zamanda kendini, yalnızlığından kaçağını düşünürken.
Ve…ve şimdilerde hep sessizliğin sesi vardı yüreğinde. Öyle ki yalnızdı, sessizliğin bile sesini duyardı. Bir kendini duyuramaz ama sessizliğin sesi her an içinde… Sessizliğin sesi vardı.
Zisan ÖZER


