2022 TEMMUZ

AKLINI KULLANMA CESARETİ GÖSTER

Bugün de felsefi düşüncelerin ortaya ilk çıktığı asırlar öncesinde de insanların üzerine kafa yorduğu birçok problem vardı. Felsefe de öne çıkan kötülük problemi, varoluş problemi veyahut insanın tüm benliğine yönelik arayışların olduğu çağlar vaktiyle insanoğlu tarafından atlatılarak bu zamana ulaşılmıştır. Hatta belki de henüz atlatılmamıştır. Çünkü  birçok  insan hala kendini ve evreni sorguluyor. Bu da bize gösterir ki kimi soruların kesin yanıtları yoktur. Yanıtsız sorular olduğu gibi. Toplumca kabul görmeyen doğrular da vardır. Peki bu doğrular nelerdir?

Elbette ki buna en güzel örnek Kant’ın “aklını kullanma cesareti göster.”  Sözüdür. Belki bu sözü çok kez işittiniz. Peki, ne demek istendiğini hiç düşündünüz mü? Bu söz belirgin bir şekilde günümüz sorunlarının asıl kaynağına işaret ediyor. Çünkü Kant’ın burada anlatmak istediği aklınıza ilk gelen şekilde, atılganca cesaret etmek değil. Verdiği kararları ve belirlediği görüşleri etraflıca düşündükten sonra netleştirmektir. Günümüz toplumu öyle bir yokuşa sürükleniyor ki her söylenene inanılıyor. Bunun aksi durumunun söz konusu olması gerekirken toplum, itaat etme eğilimi gösteriyor. Dilerseniz buna açıklık getirmek adına bugün hala ülkemizde yaşanmakta olan bir durumdan örnek vereyim; günümüzde katlanarak artan zamlar nedeniyle neredeyse her gün fiyat artışı gözlenmekte. Dolayısıyla hayat pahalılığı büyük bir sorunu teşkil ediyor. Toplum gerekli olsa dahi birçok şeyi ihtiyacından kısmak mecburiyetinde kalıyor. Ve eminim siz de çok iyi biliyorsunuz ki herhangi bir ürünün fiyatının artacağı haberi duyulunca insanlar daha da pahalıya almamak için ürünün fiyatı artmadan önce o ürünü ihtiyaç duyulandan fazla alıyor ve satış yerlerinde neredeyse satılacak ürün kalmıyor. Sonuç olarak herkes karnınını doyurup, ihtiyacını karşılamak pahasına en ufak şeye bile büyük meblağlar öderken bu ürünlerin satışını yapan kişiler hayatlarında hiç edemedikleri kadar kâr elde ediyor.

Peki sizce bu ne kadar doğru? Aynı ülke de aynı haklara sahip şekilde yaşayan insanların arasında, maddi açıdan, bu denli büyük uçurumların olması elbette ki doğru değil. Bu yüzden sizden şimdiye kadar tüm söylediklerimi ve Kant’ın “aklını kullanma cesareti göster!” Sözünü göz önünde bulundurarak bu hususta etraflıca düşünmenizi rica ediyorum. Eğer Kant’ın bu sözü vaktiyle o çağın insanlarına yarar sağlamışsa neden bize de sağlamasın? Birkaç yüzyıl öncesinde halk, alt sınıftan olanlar ve üst sınıftan olanların arasındaki uçurumun, ayrımın farkına vardığında aklını kullanma cesareti gösterdi ve aşağılık duygusundan kurtuldu. Kendini burjuva sınıfıyla bir tuttu, kendine değer verdi ve kimsenin hür iradesini sarmasına izin vermedi. Onlar da zamanında pek çok zorluğun üstesinden gelip en nihayetinde başardı. Bugün sıra bende, sende, onda hatta hepimizde. Kendimize değer vermeli, herkesle bir tutmalı ve birlikte yaratabileceğimiz güzel bir yaşama güç yettirebileceğimize inanmalıyız. Başkasının sizin yaşamınızı yönlendirmesine izin vermeden bunu kendiniz yapmalısınız.  Çünkü  bir toplum olarak bunun önüne geçmediğimiz müddetçe gelecekte bizi neyin beklediğini düşünerek bir belirsizlik içinde yaşayacağız. O zaman artık kimsenin sizin yerinize düşüncesine izin vermeyin. Aklınızı kullanma cesareti gösterin. Yargılanmaktan korkmayın. “Ben tek başıma neyi değiştirebilirim ki?” Diye düşünmeyin. Sadece yalnız olmadığınızı düşünün. Eğer verdiğimiz örneğe geri dönecek olursak bugün bir ürünün fiyatının fazlasıyla artmasını doğru bulmuyorsan o halde o ürünü sadece birkaç günlüğüne alma. Sen almazsın, ben almam, o almaz ve bir de bakmışız hiç kimse almıyor. En nihayetinde o ürünleri satanlar hiç alıcı bulamayınca fiyatları düşürmek mecburiyetinde kalacak. Peki, çözüm bu kadar barizken neden hiç kimse bu çözümü hayata geçirmeye cesaret edemiyor?

Merve KARACA